Sami Güner ( 1915-1991 )

Sami Güner ( 1915-1991 )

Sami Güner ( 1915-1991 )

Sami Güner (5 Mayıs 1915-20 Şubat 1991) 

CELÂL YILMAZ FOTOĞRAFÇILIK SİTESİ

  www.celalyilmaz.com

 

       Sami Güner, benim yaşantımda çok özel bir yere sahip bir kişilikti. Sami Güner ile ilk tanışmamız, benim İstanbul Fotoğraf Sinema Amatörleri Derneği İFSAK’ta yönetim kurulunda olmam ve bu derneğin Sergi-Gösteri-Yarışma Birimi’nin sorumlusu olmamla başladı (1985). Fotoğrafçılık ofisi Taksim’deydi. Bende sık sık ofisinde olurdum. Derneğe büyük destekler verirdi. Sami Güner ile bir baba evlat gibi yakınlığım vardı. Açtığı sergilerinde açılış fotoğraflarının çekilmesini benim yapmamı isterdi. Sami Güner’in fotoğraflarına bakınca “Türkiye bu kadar güzel mi anlatılır” denir.

       Fotoğrafın her dalıyla ilgilenen Sami Güner, Türkiye'de ilk renkli fotoğraf çekimini gerçekleştirenler arasında yer alır. Yurt dışında kendi çabasıyla açtığı 30'u aşkın sergiyle Türkiye'nin tanıtılmasında önemli rol oynadı. Fotoğrafları ve fotoğraflarından yararlanılarak yapılan afişler yurt içi ve yurt dışında birçok kez ödül aldı.

       Fotoğraf arşivinde 50 bine yakın fotoğrafı ve Türk kültürünü yansıtan 50 ye yakın kitabı bulunmaktadır. Sami Güner, müzik gurubu Mazhar-Fuat-Özkan gurubundan Fuat Güner’in babası.  Sami Güner nurlar içinde yatsın..     

                                                               CELÂL YILMAZ FOTOĞRAFÇILIK SİTESİ

                                                                               www.celalyilmaz.com

                                                                          -----------------------------------------

       20 Şubat 1991 tarihinde Türk fotoğrafının büyük ismi, Sami Güner’i bir trafik kazasında yitirdik. Sami Güner’in kabına sığmayan, aşıp taşan bir özgeçmişi vardır: Göç, öğrencilik, 25 yıl banka memurluğu ve 46 yaşından sonra başlayan görkemli bir ikinci yaşam.

     Sami Güner 5 Mayıs1915 yılında Priştine’de doğdu. 12 yaşlarında Türkiye’ye geldi. 1936 yılında İstanbul Erkek Lisesi’nden diploma alarak Hukuk Fakültesi’ne girdi. Geçimini sağlamak amacıyla çalışmak zorunda kalması nedeniyle öğrenimini yarıda bıraktı. 1961 yılında Merkez Bankası’ndan kendi isteğiyle fotoğrafçılık yapmak üzere ayrıldı. Sami Güner’in fotoğrafçılığı bir meslek olarak seçmesinde 1958 yılında tanıştığı Kemal Baysal’ın etkisi oldu, insanın sevdiği bir işe başladığı, sıradanlığı aşma yolunda ilk adımları attığı anlar, yaşam saatinin sesini büyük bir haz ve heyecanla duyumsadığı unutulmaz anlardır. Ama, önce bu saati kurmak gerekir.

      Sami Güner, fotoğraf yaşamını 1936 yılından başlayarak, sürekli artan bir tempo içinde kurmaya başlamıştır. O yıllarda çektiği siyah beyaz fotoğraflarda buruk bir duruluk vardır. Sami Güner, aşırı derecede duygulu, sıkılan, yaratma heyecanıyla kıvranan bir banka memurudur. Çevresinde fotoğraf olayını sanatsal bağlamda kavrayan çok sınırlı sayıda insan vardır. 1950’li yıllarda, İstanbul’da çalışmalarını ancak, Fransız Konsolosluğu ya da Amerikan Haberler Merkezi gibi bir iki salonda sergileme olanağı bulabilmektedirler. Sami Güner, “O zaman 27 lira 36 kuruş olan aylığımın yarısını fotoğrafa veriyordum. Şifa bulmaz bir hastalığa yakalanmıştım” diyor. Yoğun ve uzun bir amatörlük döneminden sonra geçtiği profesyonel fotoğrafçılıkta, mesleki gelişmeleri adım adım yaşamıştır.

      1960’lı yıllarda ülkemizde gerçekleşen turizm ve fotoğrafa dayalı reklamcılığa ilişkin atılımlar Sami Güner’i yeniden yaratmıştır. Bir kez Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerini fotoğraf sanatı aracılığıyla tanıtma yolu açılmıştır. Sami Güner’in “Ben dertlerimi Anadolu’nun kucağında eritiyor... Unutuyorum... Orada kalbim çiçekleniyor” deyişi, sevdalı bir adanmışlığın yarattığı iç huzurunu dile getirmektedir, ilk Uluslararası başarısı, 1969 yılında Torino’da 36 devlet arasında yapılan afiş yarışmasında birinci seçilerek Türkiye’ye bir altın madalya kazandırmasıdır.

       Sami Güner ile aynı yaşta olan Aziz Nesin, Broy Şiir Dergisi’nin Ocak ’90 sayısında yayınlanan bir söyleşisinde çalışmalarıyla topluma olan borcunu ödemekten söz etmektedir. Sami Güner yıllarca önce, topluma karşı duyduğu aynı borç meselesine değinmiştir. Bu, Cumhuriyetin çok tipik koşullarda yetişen ilk kuşağının özellikle üzerinde durduğu bir sorumluluktur. Sami Güner’in son kitabının kapağına koyduğu bir Ağrı Dağı fotoğrafı, Çin’de 12.500 fotoğraf arasında birinci olmuştur. Bu fotoğraflar nasıl bir ilişkiden doğmaktadır? Bunu biraz açalım. Sami Güner’in Doğaya, kültürümüze, insanımıza yaklaşımını saptayan çizgiler oldukça yalın ve belirgindir. Doğrudan bir anlatım biçimini yeğlemiştir.                                                              

                                                               CELÂL YILMAZ FOTOĞRAFÇILIK SİTESİ

                                                                               www.celalyilmaz.com

       Sami Güner’in fotoğraflarında parçanın bütüne biçimsel ve düşünsel katkısı yılların verdiği alışkanlıkla en doğru bir biçimde deklanşör sürecinde çözümlenmiştir. Genelde ele aldığı konulara ülkenin mutlu geleceğine, insanın sağduyusuna duyduğu inançtan kaynaklanan aydınlık bir bakış açısı vardır. Doğanın kusursuz ilahi ritmini vermeye özen göstermiştir. Yabancı ülkelerde gerçekleştirdiği çekimlerde karakteristik vurgular abartısız ve izleyicinin istemlerini karşılayacak doygunluktadır. Efsaneleri yaşatmak, efsanevi motiflerle özdeşleşmeyi, onlarla soluk alıp veren varlıkmışçasına kaynaşmayı gerektirmektedir;

       “Yaşar Kemal’in Ağrı Dağı Efsanesi’ni, bu ne biçim, ne güzel bir dağdır ki öyle bir anlatının baş kişilerinden biri olabilmiş diye, düşündüm. O kitapta anlatıldığı biçimde çekebilmek için fotoğraflarını, çok uğraştım. Başarabildiğimi söyleyemem. Bazı şeyler var ki aciz kalıyor insan. Sığdıramıyor makinaya. Benim için bunlardan biri oldu işte Ağrı Dağı, iyi fotoğraf çekebilmek için çok uğraşmak gerekir de böylesi konuları gereği gibi değerlendirebilmek için kat kat daha çok uğraşmak zorunda kalıyor insan. Böyle durumlarda fotoğraf değil adeta çile çekilir. Ağrı Dağı bana çok çile çektirmiştir”.

       Dağlar, manevi yükseliş, yücelik, büyüklük ve tuttuğu kar nedeniyle enerji ve bereketin sembolüdür. Ancak, onu tüm yönleriyle içinde yaşatabilenler en iyi bir biçimde dile getirebilmiştir. Bunlardan biri olan Sami Güner’in fotoğraflarında, saf sezgi ve duyumlara dayalı bir güzellik betimlemesi, akıcı öyküsel bütünlük, “ renk ve biçim sevgisiyle, sevginin rengi ve biçimini” kolaylıkla birbirinden ayırarak işleme özelliği bir üslup birliği içinde eriyen faktörlerdir.

       Fotoğrafın her dalıyla ilgilenen Sami Güner, Türkiye'de ilk renkli fotoğraf çekimini gerçekleştirenler arasında yer alır. Yurt dışında kendi çabasıyla açtığı 30'u aşkın sergiyle Türkiye'nin tanıtılmasında önemli rol oynadı. Fotoğrafları ve fotoğraflarından yararlanılarak yapılan afişler yurt içi ve yurt dışında birçok kez ödül aldı. Torino'da bir afiş yarışmasındaki birincilik ve İslamabad'daki ikincilik ödülü bunların bazısıdır.

    Sami Güner, Türk turizmine katkıları nedeniyle 1981'de 100. Yıl Armağanı, 1983'te Cumhurbaşkanlığı takdirnamesiyle ödüllendirildi. Türkiye'nin doğal güzelliklerini, sanat ve tarih zenginliklerini konu alan 50 dolayında kitabın fotoğraflarını çeken Güner, yurt dışı gezilerindeki fotoğraf çalışmalarını da Türkiye'de sergiledi. 1987'de Türk Tanıtma Vakfı'nın (TÜTAV) Türkiye'yi Dünyaya Tanıtanlar adlı ödülüne, 1989'da da Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü'ne layık görülen sanatçı, 1991'de Çin Fotoğrafçılar Birliği'nin düzenlediği uluslararası yarışmada "Ağrı Dağı" isimli fotoğrafıyla birincilik ödülünü aldı.

       1982'de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (bugün Mimar Sinan Üniversitesi) Fotoğraf Enstitüsü ve İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği'nin (İFSAK) onur üyeliğine seçilen Sami Güner, aynı zamanda Japon Fotoğraf Derneği'nin üyesi ve Fotoğraf Sanatı Derneği'nin (FOTOGEN) başkanıydı. 1986'da Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu'nun (FIAP) ES FIAP (Üstün Katkıda Bulunmuş Sanatçı) sanına layık görülen Sami Güner'in Turkey (1981) adlı bir fotoğraf albümü vardır.

       Sami Güneri anmak amacıyla Fotoğraf Sanatı Derneği FOTOGEN tarafından “Türkiyemiz” konulu Sami Güner Kupası yarışmaları düzenlemektedir. Ayrıca fotoğraf dünyası ile bağlantılı kurum ve kuruluşlar Sami Güner’i anma etkinlikleri düzenlemektedirler.

      Sami Güner, 20 Şubat 1991 tarihinde sergi açılışı için Bolu’ya giderken Abant sapağında gece saat 21.00 de kendi kullandığı otomobiliyle giderken, karşı yönden gelen bir kamyonla çarpıştı ve Bolu Devlet Hastanesi’nde aramızdan ayrıldı.

        Sami Güner, sanat yolunda yoğurulmuş ve yüceltilmiş yaşantılar ortasında, uğruna ölüme gidilen bir fotoğraf girdabına kapılmış biri olarak anımsanacaktır. Dönüşü olmayan başka bir yolda ebedi huzura kavuşan değerli büyüğümüzü saygı ve sevgiyle anıyoruz.

Bu yazı hazırlanırken bendeki bilgilerin yanında çok değerli fotoğraf eleştirmeni ve sanatçısı rahmetli Seyit Ali Ak’ın bilgilerinden de yararlandım.                                                                            

                                                               CELÂL YILMAZ FOTOĞRAFÇILIK SİTESİ

                                                                               www.celalyilmaz.com