İbrahim Zaman’ı ben Bakırköy Ortaokulu’nda öğrenciyken, Bakırköy’de bulunan İstanbul Caddesi üzerind ...
Prof. Dr. Sabit Kalfagil (1934 – 5 Mayıs 2017) CELÂL YILMAZ FOTOĞRAFÇILIK SİTESİ. www.celalyilmaz.co ...
Sami Güner (5 Mayıs 1915-20 Şubat 1991) CELÂL YILMAZ FOTOĞRAFÇILIK SİTESİ www.celalyilmaz.com Sami G ...
usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek
usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek usta açıklaması gelecek
İbrahim Zaman’ı ben Bakırköy Ortaokulu’nda öğrenciyken, Bakırköy’de bulunan İstanbul Caddesi üzerinde açtığı Stüdyo Saray adlı fotoğraf stüdyosunda tanıdım. Zannediyorum 1967 yıllarıydı. Bende okulda çektiğim fotoğrafların banyosu ve baskısı için hemen hemen her gün Stüdyo Saray’da idim. İbrahim Zaman kişilere olan yakınlığı, sıcak kanlı tavırları ve fotoğraf sanatına olan ilgisi ve heyecanı ile geniş çevrelerce sevilmesine neden oldu. İstanbul dışında oturan çok sayıda insanın bile İbrahim Zaman’a fotoğraf çektirmesi için Bakırköy’e gelmesine hayret ederdim. Bir de çocuk fotoğrafları çekerken ayrı bir güzellikti onun için. O günleri keyifle anımsıyorum.
Ben de fotoğraf dünyasında bir çok etkinliğin yapılmasında yönetici olarak ta bulundum. İbrahim Zaman fotoğraf dünyasına katkı sağlayabilen bütün faaliyetlere gerek program hazırlanışlarına, gerek jüri üyesi olarak bulunmasına, gerek fotoğraf sanatçısı kimliği ile gerekse de bir fotoğraf eğitimcisi olarak büyük destekler verdi.
Yaşantımın içinde büyük zaman diliminde İbrahim Zaman ağbim ile yan yana bulunmak benim için büyük bir onur oldu. Fotoğraf dünyasının iyi ki bir İbrahim Zaman’ı var. Şu an bile koronalı günlerde evde zorunlu dururken bile hazırlamış olduğu gösteriler, faaliyetleri yine zoom konferanslarıyla topluma sunarak ayrı güzellikler yaratmaktadır. Kendisine sağlıklı ömürler diliyorum.
CELÂL YILMAZ
www.celalyilmaz.com
-------------------------------------------------
1937 de Adapazarı’nda doğan İbrahim Zaman, 1959’da sanatsal nitelikli fotoğrafa ilgi duydu. Adapazarı’nda, “GRUP 5” ve “AFAK” fotoğraf kulüplerinin kurucu üyeliğini yaptı. ilk ödülü “Portre Dalında”, Adapazarı’nda 1963’te aldı. İlk kişisel sergisi “GÜVERCİNLER”i Şubat-1967’de İstanbul’da açtı.
2003 11. INEPO uluslar arası yarışmada fotoğraf dalında birinci ödülü alarak 150 civarında ödülün sahibi oldu. Başka yarışmalara katılmayıp jüri görevinde kalmayı tercih etti. Marmara Üniversitesi G.S.F. Fotoğraf Bölümü’nde portre dersleri verdi. Birçok Uluslararası ve Ulusal sergiye katılan, kişisel sergileri ve sayısız saydam gösterisi yanında, İstanbul Şehir Tiyatroları Yönetmeni; Engin Uludağ’ın yönettiği ve yazdığı Devlet Tiyatrosu sanatçısı Tijen Par’ın seslendirdiği “Nil Vadisi’nde Zaman”, konulu benzeri olmayan prodüksiyonu bulunmaktadır.
Uzun zamandır seçici kurullarda görev yapan İbarhim Zaman’ın, Eczacıbaşı prestij yıllıkları, Turizm Bakanlığı yayınları ve afişleri, Türkiye prestij albümlerinde ve benzeri birçok dergilerde fotoğrafları ve yazıları yer aldı. Adapazarı Belediyesi tarafından İbrahim Zaman adına , doğduğu sokağa “BU SOKAKTA BİR DEĞER YETİŞTİ” adıyla bir layiha dikildi. Adapazarı’nda mayıs 2011de PTT idaresi tarafından kendisi için ilk gün damgalı pul basıldı.
2009 Troya kültür ve sanat Ödülleri bağlamında yılın fotoğraf sanatçısı seçildi , İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Modern Sanatlar Müzesi kolleksiyonlarında eserleri bulunmaktadır. Uluslararası HABİTAT 2 konferansı için basılan “Türkiye’de Yaşam Görüntüleri” isimli kitaba 33 fotoğrafla katkıda bulundu.
2012 yılında kendisine İFSAK ve KUFSAD tarafından yılın sanatçısı ünvanı verilmildi. İbrahim Zamanın “Zamanla 40 Yıl”, “Türkiye’de Zaman”, “Türk Fotoğrafçıları Kütüphanesi”, “Tarlalar”, “Yansımalar” ve “Işığın peşinde 50 yıl ”Fotoğrafta Pratik öneriler, Dünya da zaman, Dünya da insan halleri, Zamanla 55 yıl, Beyaz siyah adında kişisel fotoğraf albüm ve kitapları bulunmaktadır . Bunun yanında 50 nin üzerinde foto gösteri yapımı mevcuttur.
20 yılı aşkın süredir fotoğraf birikimlerini “Fotoğraf Dergisi”nde, fotoğrafta kompozisyon ve ışık teknikleri üzerine karşılaştırmalı öneri yazıları yazmaktadır. Fotoğrafta IŞIK, İbrahim Zamanın olmazsa olmazıdır. Bu yüzden yakın çevresi ona ışığın efendisi lakabını takmıştır. Halen Uluslararası ve Ulusal yarışmalarda jüri üyeliği yapmaktadır. İbrahim zaman, İFSAK, BUFSAD,GEFSAD, GİFSAD, SAGÜSAD FOTOGEN VE SİLLE SANAT SARAYI ONUR ÜYESİDİR.
Prof. Dr. Sabit Kalfagil (1934 – 5 Mayıs 2017)
CELÂL YILMAZ FOTOĞRAFÇILIK SİTESİ.
www.celalyilmaz.com
1934’de Elazığ’da doğdu. 1954’de Konya Lisesi’ni bitirdikten sonra 1959 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden Yüksek Mimar olarak mezun oldu.
1961-1963 arasında 1. Ordu İnşaat Emlak Grup Başkanlığı’nda askerlik görevini tamamladı. Bu dönemde Kalendar Kasrı Resitorasyon projesi ile birçok inşaatın kontrol hizmetini yaptı.
Askerlik hizmeti sonrasında, İmar ve İskan Bakanlığı’nın, Davutpaşa Sosyal Mesken inşaatının 230 dairelik 1. kısmını dört ayda gerçekleştirdi.
1963’de İstanbul Belediyesi’nde görev aldı. 1976 -1979 yılları arasında İstanbul İmar Müdürlüğü, 1979 -1980 yılları arasında Belediye Başkanı Danışmanlığı, 1985 -1988 Yılları arasında Fatih Belediye Başkan Yardımcılığı yaptı. Bu sırada, gerçekleştirdiği Haliç Yamacı Koruma İmar Planını Anıtlar Yüksek Kurulunca teşekkürle onandı.
Bunun yanında, başlangıçta hobi olarak ilgilendiği fotoğraf dalında kendini yetiştirdi. Daha sonra, o yıllarda adı Mimar Sinan Üniversitesi olan, D.G.S.A.’nın (Devlet Güzel Sanatlar Akademisi) 1978 kurulan Fotoğraf Enstitüsü kurucuları arasında yer aldı.
1978 -1988 arasında yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalıştığı bu kurumda, 1988’de “Doçent”, 1998’de Marmara Üniversitesi’nde “Profesör” oldu.
CELÂL YILMAZ FOTOĞRAFÇILIK SİTESİ
www.celalyilmaz.com
Fotoğraf dalında birçok ulusal ve uluslararası yarışma kazandı. Karma sergilere katıldı. Birçok kişisel sergi açtı. Altı kitabı ve bazı ders notlarının yanı sıra sayısız makalesi yayımlandı. Çeşitli panel, konferans, söyleşi ve dia gösterileri gerçekleştirdi. Fotoğraf yarışmalarında çok sayıda jüri üyelikleri yaptı. Fotoğraflarının bir bölümü Turizm Bakanlığı’nca afiş yapılarak yayımlandı.
2001 Yılında Marmara Üniversitesi’nde emekli oldu. Bir süre Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Fotoğraf ve Video Bölümü’nde Öğretim Üyesi olarak çalıştı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde Lisans ve Yüksek Lisans, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Sanatta Yeterlik dersleri verdi.
2012 Yılında Kültür bakanlığı tarafından “ Kültür ve Sanat Büyük Ödülü “ ne layık görüldü.
Birçok fotoğraf derneği tarafından yılın sanatçısı seçildi. İFSAK (İstanbul Fotoğraf Amatörleri Derneği) onur üyesiydi.
5 Mayıs 2017 tarihinde aramızdan ayrıldı.
CELÂL YILMAZ FOTOĞRAFÇILIK SİTESİ
www.celalyilmaz.com
Sami Güner (5 Mayıs 1915-20 Şubat 1991)
CELÂL YILMAZ FOTOĞRAFÇILIK SİTESİ
www.celalyilmaz.com
Sami Güner, benim yaşantımda çok özel bir yere sahip bir kişilikti. Sami Güner ile ilk tanışmamız, benim İstanbul Fotoğraf Sinema Amatörleri Derneği İFSAK’ta yönetim kurulunda olmam ve bu derneğin Sergi-Gösteri-Yarışma Birimi’nin sorumlusu olmamla başladı (1985). Fotoğrafçılık ofisi Taksim’deydi. Bende sık sık ofisinde olurdum. Derneğe büyük destekler verirdi. Sami Güner ile bir baba evlat gibi yakınlığım vardı. Açtığı sergilerinde açılış fotoğraflarının çekilmesini benim yapmamı isterdi. Sami Güner’in fotoğraflarına bakınca “Türkiye bu kadar güzel mi anlatılır” denir.
Fotoğrafın her dalıyla ilgilenen Sami Güner, Türkiye'de ilk renkli fotoğraf çekimini gerçekleştirenler arasında yer alır. Yurt dışında kendi çabasıyla açtığı 30'u aşkın sergiyle Türkiye'nin tanıtılmasında önemli rol oynadı. Fotoğrafları ve fotoğraflarından yararlanılarak yapılan afişler yurt içi ve yurt dışında birçok kez ödül aldı.
Fotoğraf arşivinde 50 bine yakın fotoğrafı ve Türk kültürünü yansıtan 50 ye yakın kitabı bulunmaktadır. Sami Güner, müzik gurubu Mazhar-Fuat-Özkan gurubundan Fuat Güner’in babası. Sami Güner nurlar içinde yatsın..
CELÂL YILMAZ FOTOĞRAFÇILIK SİTESİ
www.celalyilmaz.com
-----------------------------------------
20 Şubat 1991 tarihinde Türk fotoğrafının büyük ismi, Sami Güner’i bir trafik kazasında yitirdik. Sami Güner’in kabına sığmayan, aşıp taşan bir özgeçmişi vardır: Göç, öğrencilik, 25 yıl banka memurluğu ve 46 yaşından sonra başlayan görkemli bir ikinci yaşam.
Sami Güner 5 Mayıs1915 yılında Priştine’de doğdu. 12 yaşlarında Türkiye’ye geldi. 1936 yılında İstanbul Erkek Lisesi’nden diploma alarak Hukuk Fakültesi’ne girdi. Geçimini sağlamak amacıyla çalışmak zorunda kalması nedeniyle öğrenimini yarıda bıraktı. 1961 yılında Merkez Bankası’ndan kendi isteğiyle fotoğrafçılık yapmak üzere ayrıldı. Sami Güner’in fotoğrafçılığı bir meslek olarak seçmesinde 1958 yılında tanıştığı Kemal Baysal’ın etkisi oldu, insanın sevdiği bir işe başladığı, sıradanlığı aşma yolunda ilk adımları attığı anlar, yaşam saatinin sesini büyük bir haz ve heyecanla duyumsadığı unutulmaz anlardır. Ama, önce bu saati kurmak gerekir.
Sami Güner, fotoğraf yaşamını 1936 yılından başlayarak, sürekli artan bir tempo içinde kurmaya başlamıştır. O yıllarda çektiği siyah beyaz fotoğraflarda buruk bir duruluk vardır. Sami Güner, aşırı derecede duygulu, sıkılan, yaratma heyecanıyla kıvranan bir banka memurudur. Çevresinde fotoğraf olayını sanatsal bağlamda kavrayan çok sınırlı sayıda insan vardır. 1950’li yıllarda, İstanbul’da çalışmalarını ancak, Fransız Konsolosluğu ya da Amerikan Haberler Merkezi gibi bir iki salonda sergileme olanağı bulabilmektedirler. Sami Güner, “O zaman 27 lira 36 kuruş olan aylığımın yarısını fotoğrafa veriyordum. Şifa bulmaz bir hastalığa yakalanmıştım” diyor. Yoğun ve uzun bir amatörlük döneminden sonra geçtiği profesyonel fotoğrafçılıkta, mesleki gelişmeleri adım adım yaşamıştır.
1960’lı yıllarda ülkemizde gerçekleşen turizm ve fotoğrafa dayalı reklamcılığa ilişkin atılımlar Sami Güner’i yeniden yaratmıştır. Bir kez Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerini fotoğraf sanatı aracılığıyla tanıtma yolu açılmıştır. Sami Güner’in “Ben dertlerimi Anadolu’nun kucağında eritiyor... Unutuyorum... Orada kalbim çiçekleniyor” deyişi, sevdalı bir adanmışlığın yarattığı iç huzurunu dile getirmektedir, ilk Uluslararası başarısı, 1969 yılında Torino’da 36 devlet arasında yapılan afiş yarışmasında birinci seçilerek Türkiye’ye bir altın madalya kazandırmasıdır.
Sami Güner ile aynı yaşta olan Aziz Nesin, Broy Şiir Dergisi’nin Ocak ’90 sayısında yayınlanan bir söyleşisinde çalışmalarıyla topluma olan borcunu ödemekten söz etmektedir. Sami Güner yıllarca önce, topluma karşı duyduğu aynı borç meselesine değinmiştir. Bu, Cumhuriyetin çok tipik koşullarda yetişen ilk kuşağının özellikle üzerinde durduğu bir sorumluluktur. Sami Güner’in son kitabının kapağına koyduğu bir Ağrı Dağı fotoğrafı, Çin’de 12.500 fotoğraf arasında birinci olmuştur. Bu fotoğraflar nasıl bir ilişkiden doğmaktadır? Bunu biraz açalım. Sami Güner’in Doğaya, kültürümüze, insanımıza yaklaşımını saptayan çizgiler oldukça yalın ve belirgindir. Doğrudan bir anlatım biçimini yeğlemiştir.
CELÂL YILMAZ FOTOĞRAFÇILIK SİTESİ
www.celalyilmaz.com
Sami Güner’in fotoğraflarında parçanın bütüne biçimsel ve düşünsel katkısı yılların verdiği alışkanlıkla en doğru bir biçimde deklanşör sürecinde çözümlenmiştir. Genelde ele aldığı konulara ülkenin mutlu geleceğine, insanın sağduyusuna duyduğu inançtan kaynaklanan aydınlık bir bakış açısı vardır. Doğanın kusursuz ilahi ritmini vermeye özen göstermiştir. Yabancı ülkelerde gerçekleştirdiği çekimlerde karakteristik vurgular abartısız ve izleyicinin istemlerini karşılayacak doygunluktadır. Efsaneleri yaşatmak, efsanevi motiflerle özdeşleşmeyi, onlarla soluk alıp veren varlıkmışçasına kaynaşmayı gerektirmektedir;
“Yaşar Kemal’in Ağrı Dağı Efsanesi’ni, bu ne biçim, ne güzel bir dağdır ki öyle bir anlatının baş kişilerinden biri olabilmiş diye, düşündüm. O kitapta anlatıldığı biçimde çekebilmek için fotoğraflarını, çok uğraştım. Başarabildiğimi söyleyemem. Bazı şeyler var ki aciz kalıyor insan. Sığdıramıyor makinaya. Benim için bunlardan biri oldu işte Ağrı Dağı, iyi fotoğraf çekebilmek için çok uğraşmak gerekir de böylesi konuları gereği gibi değerlendirebilmek için kat kat daha çok uğraşmak zorunda kalıyor insan. Böyle durumlarda fotoğraf değil adeta çile çekilir. Ağrı Dağı bana çok çile çektirmiştir”.
Dağlar, manevi yükseliş, yücelik, büyüklük ve tuttuğu kar nedeniyle enerji ve bereketin sembolüdür. Ancak, onu tüm yönleriyle içinde yaşatabilenler en iyi bir biçimde dile getirebilmiştir. Bunlardan biri olan Sami Güner’in fotoğraflarında, saf sezgi ve duyumlara dayalı bir güzellik betimlemesi, akıcı öyküsel bütünlük, “ renk ve biçim sevgisiyle, sevginin rengi ve biçimini” kolaylıkla birbirinden ayırarak işleme özelliği bir üslup birliği içinde eriyen faktörlerdir.
Fotoğrafın her dalıyla ilgilenen Sami Güner, Türkiye'de ilk renkli fotoğraf çekimini gerçekleştirenler arasında yer alır. Yurt dışında kendi çabasıyla açtığı 30'u aşkın sergiyle Türkiye'nin tanıtılmasında önemli rol oynadı. Fotoğrafları ve fotoğraflarından yararlanılarak yapılan afişler yurt içi ve yurt dışında birçok kez ödül aldı. Torino'da bir afiş yarışmasındaki birincilik ve İslamabad'daki ikincilik ödülü bunların bazısıdır.
Sami Güner, Türk turizmine katkıları nedeniyle 1981'de 100. Yıl Armağanı, 1983'te Cumhurbaşkanlığı takdirnamesiyle ödüllendirildi. Türkiye'nin doğal güzelliklerini, sanat ve tarih zenginliklerini konu alan 50 dolayında kitabın fotoğraflarını çeken Güner, yurt dışı gezilerindeki fotoğraf çalışmalarını da Türkiye'de sergiledi. 1987'de Türk Tanıtma Vakfı'nın (TÜTAV) Türkiye'yi Dünyaya Tanıtanlar adlı ödülüne, 1989'da da Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü'ne layık görülen sanatçı, 1991'de Çin Fotoğrafçılar Birliği'nin düzenlediği uluslararası yarışmada "Ağrı Dağı" isimli fotoğrafıyla birincilik ödülünü aldı.
1982'de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (bugün Mimar Sinan Üniversitesi) Fotoğraf Enstitüsü ve İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği'nin (İFSAK) onur üyeliğine seçilen Sami Güner, aynı zamanda Japon Fotoğraf Derneği'nin üyesi ve Fotoğraf Sanatı Derneği'nin (FOTOGEN) başkanıydı. 1986'da Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu'nun (FIAP) ES FIAP (Üstün Katkıda Bulunmuş Sanatçı) sanına layık görülen Sami Güner'in Turkey (1981) adlı bir fotoğraf albümü vardır.
Sami Güneri anmak amacıyla Fotoğraf Sanatı Derneği FOTOGEN tarafından “Türkiyemiz” konulu Sami Güner Kupası yarışmaları düzenlemektedir. Ayrıca fotoğraf dünyası ile bağlantılı kurum ve kuruluşlar Sami Güner’i anma etkinlikleri düzenlemektedirler.
Sami Güner, 20 Şubat 1991 tarihinde sergi açılışı için Bolu’ya giderken Abant sapağında gece saat 21.00 de kendi kullandığı otomobiliyle giderken, karşı yönden gelen bir kamyonla çarpıştı ve Bolu Devlet Hastanesi’nde aramızdan ayrıldı.
Sami Güner, sanat yolunda yoğurulmuş ve yüceltilmiş yaşantılar ortasında, uğruna ölüme gidilen bir fotoğraf girdabına kapılmış biri olarak anımsanacaktır. Dönüşü olmayan başka bir yolda ebedi huzura kavuşan değerli büyüğümüzü saygı ve sevgiyle anıyoruz.
Bu yazı hazırlanırken bendeki bilgilerin yanında çok değerli fotoğraf eleştirmeni ve sanatçısı rahmetli Seyit Ali Ak’ın bilgilerinden de yararlandım.
CELÂL YILMAZ FOTOĞRAFÇILIK SİTESİ
www.celalyilmaz.com